Hapı Yutmadan

Şöyle düşünüyorum da; aynı şehirde doğmuş, aynı sokakta büyümüş, aynı havayı teneffüs etmiş, aynı suyu içmiş, aynı kültür içinde yaşamış iki farklı dünyanın iki farklı insanı olan Ebu Bekir ile Ebu Cehil’i birbirinden ayıran ana unsur neydi? Peki bu iki insanı birbirine zıt düşüncelere sahip kılan bakış açıları neye göre şekillenmişti? Ortak noktaları çok olan bu iki insanı farklı iki kutup olmalarına sebebiyet veren hisleri ve duyuşları ne olabilirdi ki? Birini Peygamberin s.a.v. yanında diğerini de Peygamberin karşısında saf almaya sevk eden saik neydi? Düşünceleri ayrıştıran, farklı fikirlere sahip kılan unsur zenginlik miydi? Birbirine zıt dünya görüşüne sahip olmayı salık veren unsur yoksa fakirlik miydi? Peki bir daha sormak istiyorum; bir düşünce neye göre doğru, neye göre yanlış? Doğru veya yanlışı tespit ederken mikyasımız ne olacak? Neye göre ölçeceğiz? Neye göre biçeceğiz?